2 Haziran 2008 Pazartesi

MANTI,İSLİM KEBABI, SUSAMLI KURABİYE

Kayseri dendiğinde herkesin aklına pastırma ve mantı geliyor. Bende ayıp olmasın diye pastırma aldım ama mantı almamıştım. Almadığıma göre otur mantı yap dimi….Yine bir haftasonu Nesrin ablaya gittiğimde mantı yapalım dedi ve giriştik un, kıyma işlerine. Hamuru yoğurdu Nesrin abla biz başladık Arda, Vesile o minnacık hamurların içine kıymaları sıkıştırıp mıncıklamaya…….
Şimdi bu mantıyı nasıl yaptınız derseniz, tamamen göz kararı oldu her şey… Un, yumurta, su ve tuz….. hamur haline getirip içine kıymaları sıkıştırın:=)












Mantımızı suda haşladık, üstüne sarımsaklı yoğurt ve üstüne de tereyağı ile kızdırdığımız kırmızıbiberi döktük ve zil çalan midelerimize indirdik. Tadı nefis olmuştu.

İslim kebabı yediniz mi hiç??

Yemediniz mi? O zaman hemen yapın… Patlıcanları uzun uzun kestik, yağda hafif kızarttık ve bir çorba kasesinin içine çapraz şekilde koyup içine kuşbakışı et, biber, soğan baharatlarla kavurduğumuz malzemeyi doldurup çapraz şekilde kapatıp üstüne domates ve biberle renklendirdiğimiz patlıcanlarımızın ağzını bağlar gibi kürdanla ağzını tutturuyoruz. Yanına mutlaka pirinç pilavı ve cacık yapın nefis oluyor…..





Bu kadar yemek tarifi yeter diyerekten şimdi bir kurabiye tarifi vermek istiyorum.

Susamlı kurabiye yediniz mi?

İnanın bu kurabiyeyi yaptıktan sonra bana dua edeceksiniz. Enfes bir tad, enfes bir çay arkadaşı..




1 yumuşak margarin, 1,5 çay bardağı pudra şekeri, 1 çay bardağı sıvı yağ, 1 çay bardağı kavrulmuş susam, aldığı kadar un ve 1 paket kabartma tozu….

Sevgili okurlarım(havaya girdimbak)) öncelikle 1 çay bardağı kavrulmuş susamı biraz daha kavurmamız gerek. Esmerleştireceğiz susamı. Tavada susamı biraz kavurun, zaten kokusundan anlayacaksınız kavrulduğunu. Daha sonrada havanda dövün, ben rondodan geçirdim. Daha sonra tüm malzemeleri koyun ve kurabiye kıvamına getirin. Hamuru biraz özgür oluyor, yani parçalanıyor ama ellerinizle sıkıştırıp kurabiye şekline sokun. Çalışın çabalayın işte.. neyse daha sonra 175 derecede pişirin. Bu arada ben hamurun yarısına tarçında koydum. 2 değişik tad oldu.

27 Mayıs 2008 Salı

Neler yaptım neler...

Uzun zamandan beri blogger a bakamıyordum. Bu kız yemek yapmıyor diye düşünüyorsunuzdur:=) gerçi evde otursam yapacağım ama evde durmuyorum ki… Haftasonları Nesrin ablalara gidiyorum. Hafta içleri de üniversite öğrencilerinin fix yemeği melemen+ makarna ile besleniyorum hafta sonlarıda Nesrin ablanın ve Vesile’nin muhteşem yemekleri ile besleniyorum. Tabi bende yemek yapıyorum:=)

Bu aşağıdaki sarma şahsım tarafından yapılmış olup, lezzeti muhteşemdir. Ben sarmaları dizerken tencereyi yan yatırıp , sarmaları da dik yerleştiririm. Bu ayvalık yöresinde çok yapılır. Sarmaları yerleştirdikten sonra kısık ateşte suyunu çekene kadar pişiriyorum. Böylece altta kalan sarmanın canı sıksın politikasını izlemiyorum. O altakinin de canı var öyle değil mi? Sarmalardan ezilen büzülen olmuyor. Hepsi çok güzel pişiyor. Hiç fire vermiyorsunuz. Mutlaka deneyin…

Bu sarmayı nasıl yaptın bacım diye sorarsanız, walla ne diyem bilmiyorum. Sarmanın ana malzemesi pirinci göz kararı koyup içine domates, maydonoz, nane, tuz, karabiber,zeytinyağı ve kadının…. Yemeğin salçalısından etkilenerek salça koydum.













Efendim bu gördüğünüz çilekli pasta görüntüsünü görünce yine canım istedi inanın ki.. Nesrin abla genel cerrah mesleği ile uğraşmakta. Kesiyor biçiyor anlayacağınız. Ama bunun yanında çok iyi bir aşçı. Hastaları da neredeyse her gün eli kolu dolu geliyor evdeki çikolataları, çiçekleri siz düşünün…. Bir günde 1 kasa çilek gelmişti. Ne yapalım, ne yapalım diye düşünürken hadi pasta yapalım dedi. Kalktık gecenin bir vakti pasta yapmaya…Çilekte bol olunca , döşedik çilekleri her bir yana…

Pasta normal pandispanya malzemesinden yapıldı. Krem şantinin içine vanilya koyduk ki tadı harka oldu. Süsleme şahsıma ait olup, kek yapımı Nesrin ablaya ait…




Ayy ben bi de poaça yaptım ki aslaında çok uzun zaman oldu bu poaçaları yaptığım. Canım Kayseri’li Didemcim den aldım tarifi ki inanın muhteşem oldu.Didemcim in yaptığı poaçanın tarifini bulamdım( ne ayıp dimi.. ama en güzeli içinde hiç yumurta yok.. 1 bardak süt, 1 çay bardağı sıvı yağ, 1 paket yumuşak margarin, tuz aldığı kadar un kabartma tozu ( ki ben 2 paket koyuyorum kabartma tozlarını inanın çok güzel oluyorrr..


6 Nisan 2008 Pazar

Enginar dolması




ENGİNAR DOLMASI

6 adet enginar
3 bardak pirinç
bol miktarda nane ,maydanoz, dere otu
taze domates
karabiber ve kırmızıbiber
zeytinyağı
tuz ve yeteri kadar su
5 adet orta boy kuru soğan ve taze soğan
Enginarlar mermer taşın üzerinde dövülerek çiçeğin iç taç yapraklarına kolay ulaşma olanağı sağlanır.. Tatlı kaşığı yardımı ile sert iç yapraklar ve tüyler temizlenir Enginarların kararmaması için limonlu suda bekletilmesi gerekir.İnce doğranmış yeşillikler ve kuru soğan,pirinç , baharat ve zeytinyağı ile dolma harcı hazırlanıp enginarların orta kısmına doldurulur.Genişçe bir tencerede 45 dakika kadar pişirilir. Limon sıkılarak dış yapraklarının diş ile sıyrılması tavsiye edilir. Afiyet olsun.

MOZAİK PASTA






MOZAİK PASTA
MISIR NİŞASTASI.2 yemek kaşığı
TAZE YUMURTA 1 adet
TOZ ŞEKER 1.5 su bardağı
VANİLYA 1 paket
KAKAO 1 paket
PETİT BEURE BİSKUİ ½ kg
SÜT 1.5 litre
MARGARİN bir tatlı kaşığı
HİNDİSTAN CEVİZİ 1 paket
CEVİZ 1 paket

Mısır nişastası, toz şeker, vanilya, yumurta, kakao karıştırılıp süt ilavesi ile birlikte koyulaşıncaya kadar pişirilir.Pişme tamamlandıktan sonra margarin ilave edilir. Puding hazır olunca Petit beure biskuiler kırılarak içine atılır.Sudan geçirilmiş bir kaba sıcak iken dökülür. Kalıbı ile düzgün çıkarılabilecek kadar soğuduktan sonra ters çevrilerek ceviz ve Hindistan cevizi süslenir.Afiyet olsun.

29 Mart 2008 Cumartesi

HADİ WAFFLE YAPALIM..


Hafta sonu kahvaltılarına bayılırım… Masayı donatacaksınız değişik değişik kahvaltılıklarla ve başlayacaksınız keyifle onları yemeğe..Bende bu cumartesi günü harika bir kahvaltı hazırlamak istedim kendime ama o kadar geniş bir menü olmadı.

Ekim ayında waffle makinesı aldım bir beyaz eşya dükkanından. Parasını verdim ama ellerinde yokmuş “merak etmeyin hoca hanım sipariş vereceğiz hemen gelir “dediler. Ve dükkan sahibi Cengiz bey sordu “bu maffle mı, baffle mı ne o? Ne işe yarar? İlk defa biri gelip bundan istedi” dedi. Kataloglarında öyle bir ürünün varlığından haberleri de yoktu. “Gelince göreceğiz” dedi. Ve ben başladım beklemeye….. Ekim ayı nerde, mart ayı nerde…. O kadar zamandan beri bekliyordum. En sonunda waffle makinem geldi de rahatladım.

Hafta sonu kahvaltımı da kalpli waffle larım süsledi. İçlerine de saralle ve krokan sürdüm inanılmaz güzel oldu. Biraz fazla yapıp yan komşuma ve üst komşuma da ikram ettim. Dur size tarifini vereyim de Pazar kahvaltısında yapın.
Bu arada waffle makinem yok ki benim demeyin. Tarifi teflon tavada da yapabilirsiniz. Az bir miktar dökün ve iki tarafını pişirin. İçine reçel, peynir, saralle, krokan sürün .. çocuklarınız bayılacak emin olun….

Gelelim tarife… Bacılarım inanın evde olan malzeme hepsi. Sadece evde extra süt olması gerek… Evde süt yoksa gidin yan komşuda vardır belki ondan istersiniz…
Evde margarinda vardı dimi…100 gram margarini eritin, 1 su bardağı un, 1 su bardağı süt, biraz kabartma tozu atın, ee şekerde atın 2 tatlı kaşığı biraz da tuz ekleyin ve mikserle karıştırın.. ben tupperın şek şek ini kullandım. Muhteşem karıştı. Pek bi kolaydı..

Sonra olanlar waffle makinasında , olmayanlarda teflon tavada azar azar dökerek pişirin. İçine de istediğiniz malzemeyi koyarak yiyebilirsiniz….
Wallah harika oluyor…

24 Mart 2008 Pazartesi

SOĞAN YAHNİSİ





ÖĞRETMEN MUTFAĞA GİRDİİİİİİİ

Ya gerçekten bu yemek olayı sardı beni. Aç kalmıyorum ama burada yayınlamak içinde müthiş yemekler yapamam..

Haftasonu Siirt ‘ te harika bir ailenin evinde kaldım. Sanki yurt dışına çıkmış gibi oldum. Onlarla iken sanki yaşadığım yeri unuttum:=) ne garip dimi..
Kısaca hafta sonum gayet güzel geçti.
Pazar akşamı soğan yahnisi yapalım dedi Nesrin abla. Ama sanmayın ki kolay bir yemek…
Öncelikle bir Vesile’ye ihtiyacınız var. Vesile salça bitti, Vesile minnacık minnacık soğan al , Vesile dolaptan domates verir misin dediğinizde yardımcı olacak bir Vesile niz olması gerek. Daha sonra da Afyon’a gidip kocaman bir toprak testi alın. Ve tamamdır soğan yahnisi yapmak için hazırsınız..

Eşiniz eve kocaman soğan aldı ise ona “bi soğan almayı bilmiyorsun bu ne!!” demeyin artık..O kocaman soğanları dolma yapın, “gidip bu minnacık soğanlardan neden aldın? Nasıl soyacağım bu ne ya!!!” demeyin artık onları da yahni yapın…

Minnacık soğanları yaklaşık 1 saatte yakın anadan doğma soyduktan sonra, bir kaba koyup soğuk su ile bi duş aldırın. Toprak tesitiye biraz sıvı yağ koyduktan sonra soğanların aklını başından alacak derecede kavurun. Sonra etlerle de şöle bi buluşturun ki tatları birbirleriyle bütünleşsin. Salça, az bi karabiber, tuzuda ilave ettikten sonra ağır ateşte pişsin. Annem içine dal kekik koyar, mis gibi olur…..Yemeğimizi yapan Nesrin abla kekiği içine koymak istemedi, kekik soğan ve etin kokusunu bastırır bu yüzden kekiksiz yapalım dedi. Ve inanın muhteşem oldu.

işte bakın o kocamanyahni tabağı sonunda ne oldu. sildim süpürdüm...

eline sağlık Nesrin abla..




Hatta ben soğan yahnisini yemeden eve dönecektim ama “yemeden gitme, pişman olursun” dendiği için yemeği bekledim. Ve haklı olduklarını gördüm…..

16 Mart 2008 Pazar

Arap Usulü Biber Dolması



Diğer blogcu arkadaşlarıma yetişemesem de ben kendimi yetiştirmeye çalışıyorum. Sizlerden de destek alarak mutfakta bişicikler yapmaya çalışıyorum işte.

Bugün dolma yaptım. Batman’dan kurutulmuş biber aldım. Bir arkadaşım sumak vermişti. Bu sumak farklı, dolma için kullanılıyor başka yemeklerde kullanılıyor mu bilmiyorum. Az önce pişti yemeğim hemen fareler gibi dolmayı kemirdim baktım ki müthiş olmuş. Way be Esra bunu sen mi yaptın dedim:=)

Dolma tarifi de verilir mi diyeceksiniz ama az biraz vereyim. Aslında benden iyi biliyorsunuzdur dolma yapmayı. Benim dolmadaki tek fark içinde küçük küçük doğradığım et. Ve sıcak suda beklettiğim biraz sumak. Sıcak suda bekletip , sumak yumuşayınca içini doldurduğum binerlerin üstüne döküp ocakta pişirdim dolmaları. Sumak o kadar güzel bir lezzet verdi ki.. Ekşimdi bir tad. Eğer baharatçılarda bulursanız mutlaka deneyin. Didem cim bak işte bendeki sumak bu. Umarım denemişsindir o elindekini:=)

6 Mart 2008 Perşembe

Mercimekli Börek





Ben kimm pasta börek yapmak kim…… Aslında kendimi becerikli görsem de bu blogcular sayesinde anladım ki ben pastadan yemekten anlamıyorum ne maharetli bu kadınlara yarabbim dedim. Ama bir karar verdim yazın blogspotun GURU sunun yanına gidip bir iki bişey öğreneceğim. Marifetlim Melek ablanın yanındayım…

Sizlere daha önceden yaptığım ama tarifini vermediğim böreğimi anlatacağım.
Söylemesi ayıp marifetli Melek’in oğlu benim yapmış olduğum bu börekten 5 adet yedi. Çocuğun lokmalarını saymadım tabiî ki ama beğendi ki yedi yani:=) neyse iyi yaptığım bir şey oldu işte.

Sevgili bacılarım, bu vereceğim tarif gerçekten çok güzel. Bir gün bu börekten yapıp okula götürdüm, okuldaki arkadaşlar iç malzemesini kavrulmuş et sandı. Halbuki bizim bildiğimiz kara şimşekti…. Çok laf etmeden vereyim tarifi de sizlerde evinizde yapın…

Vereceğim tarif tamamen göz kararıdır. Öyle kaşıkla ölçmekle uğraşamam çünkü.
Biraz yeşil mercimeği kaynatın, 1 kuru soğan ile 1 pırasayı minnacık minnacık doğrayıp yağda pembeleştirin(aslında o pembeleşmez ki, sararır, rengi gider pembeleşme muhabbetini kim uyduruyor ki!!) 2 adet te patatesi haşlayın , daha sonra mercimeği, patatesi,sözde pembeleşen pırasa ve kuru soğanı bir kapta karıştırın, ve unutulmaması gereken asıl malzemeler, kimyon,tuz,karabiber, kekik eklemeyi unutmayın…. Aslın lezzet baharette tabiî ki..

Ben yufkaları çift yufka olarak ,sigara böreği sardım ama muska gibi de sarsanız gayet hoş oluyor.. mutlaka deneyin…..

Sevgili bacılarım, afiyet olsun…

26 Şubat 2008 Salı

PERDE PİLAVI




Gecen gün size büryandan ve Siirt’in özel yemeklerinden perde pilavından bahsetmiştim. Ama perde pilavını yemek nasip olmadı derken haftasına perde pilavı yedim…..

Bir aile yemeğe çağırdı ve mükemmel bir sofra hazırlamışlardı. Bi baktım perde pilavı da yapmışlar. Allah dedim:=) hemen resim çektim. Orda ki fazla akıllı bir çocukta “turist gibi neden çekiyorsun ki pilavı” dedi. Çok güldüm.. bloguma koyacağım mı desem acaba dedim. Dediklerine göre aslında daha büyük yaparlarmış ama diğer yemek çeşitleri de olduğundan orta büyüklükte yapmışlar. Bu gördüğünüz pilav 18 kişilikti. Bayağı kalabalıktık anlayacağınız.. Pirinç pilavı, kuru fasülye, içli köfte, haşlama hindi eti,perde pilavı, salata, cacık…


Tarifini sormayın çok iyi bilmiyorum.ama bir hamur hazırlıyorlar,tadı poğaça hamuru gibiydi.harika bi tadı vardı. Tencereyi margarinle iyice yağlayıp bademleri yapıştırıyorlar ve hamuru tencerenin içine şekillendiriyorlar. İçine de pişmiş pilavı, karabiber, badem, tavuk eti,maydanoz(harika olmuştu maydanoz),kuş üzümü vardı. Hatta kuru soğanı kavurup pilavın içine bile koyan varmış. O da mükemmel bir lezzet oluyormuş. Pirinci içine koyduktan sonra tencereden sarkan hamurlar tencerenin üstünü örtüp, üstüne yine bademler konur. Ve fırına verilir.

İnanın muhteşem bir lezzet….

19 Şubat 2008 Salı

Buyrun BÜRYANA







Her memleketin kendine has yemek çeşitleri vardır. Siirt ‘in de perde pilavı ve büryanı meşhurdur. Perde pilavını araplar çok güzel yaparmış ama bir arabın elinden nasip olmadı daha yemek.

Geçen gün okulda muhabbet ederken büryan yemeğe gidelim dedik. Okulumuza ilk dönem atanan ama bi tatlısını yiyemediğimiz(pinti Hayrettin almadı) öğretmenimiz Hayrettin Hoca nın biraz üstüne gidince büryan sözü aldık ve okul çıkışı öğlen kalktık Siirt’e gittik.

Büryan oğlak etinden yapılıyor. Yerin altına bir kuyu yapıp ateşte pişiyor. Kuyu da ateş olmadığından resimlesem de bir şey gözükmeyeceğini söyledi dükkan sahibi ve bende sadece eti resimleyebildim.

Bu çevrede hayvancılık yapılır ve et tüketimi çok fazladır. Bir ev ayda 15-20 kilo et tüketir. Ev nüfusunun kalabalık olduğunu unutmamak gerek tabiî ki. Kişi büryan yedik ve ücret(söylenmez ama 35 ytl) çok makul geldi. Gidip bi hamburger yesek, yanında cola ayran 5 kişi belki aynı paraya ya da daha pahalıya mal olacaktı ve tam olarak doyamazdık. Ben hamburgerle doyamayanlardanım da:=)

Siirt ‘te yolunuz düşerse (!!! ) mutlaka büryan yemenizi tavsiye ederim. Tabi Hayrettin Hocayı da bulup ona ödetmek şartı ile :=)

16 Şubat 2008 Cumartesi

KURABİYECİK


Geçen gün şu çikolata tanecikleri var ya onlardan buldummarkette aldım geldim eve, acaba ne yapsam dedim. kek yaptım döktümmmmm çikolata taneciklerini... tabi kekein dibine giitti hep. ağırlıktan dolayı. kek pişti ters çevirdim bi baktım içine döktüğüm tüm çikolatalar kekin üstünde bide rimiş ayy bi güzel olmuştu sormayın. bundan sonra yine böyle bişi yaparsam unla bulamak gerekecek sanırım çikolataları..


Neyse, kek yaptın kızım hadi bide kurabiye yapayım dedim. ama aklıma koydum o çikolata tanecikleriile yapacağım.. buldum ya çikolatayı......

2 yumurta,1 paket yumuşacık margarini,2 su bardağı şekeri,2 yemek kaşığı sütü,kabartma tozu, vanilyayı ve aldığı kadarı unu bi derincecik kabın içine koydum başladım yoğurmaya... poaça yapar gibi içine damla çikolataları koydum. Hamurun bir kısmını da Adigenisenin evinde beğenip bana verr bana verrr dediğim kalıplarla şekilli mekilli kurabiyeler yaptım. 185 derecede 40 dakika kadar pişti sanıırm. ya bkın işte arada pişti mipişmedi mi diye.. 40 dakikadan öncede pişebilir dimi...

Hadi bacılarım çocuğunuz kurabiye istediğinde yapıverin. Bu kurabiyeleri komşum Yasemin Hanıma götürmüştüm. Kızı Eylül çok beğendi.Kimse yemesin diye sakladı, ertesi gün okulda beslenme zamanında yerim dedi.

Onaylanmış bir kurabiyedir, denenmesi şiddetle tarafımdan tavsiye olunur.

12 Şubat 2008 Salı

Patatesli Tırhana:)



Bugün size becerebildiğim pastayı resimlendirdim ama az önce komşum Nurcan geldi ve elinde bir tabak içinde yeşillikli bişi vardı. Anaaa dedim çorba yaptım bende ama doymadım, bu bedene sadece bir kase çorba yetmiyordu dedim ve imdadıma yetişti. Bu da ne !! dedim. Patates tarhanası dedi.. Anacım normal tarhana çorbasını şimdi içtim pek doymadım , şimdi de pataes tarhanasını deneyeyim dedim. Resimlendirdim ve sizlere tanıtayım dedim..


Tarifi kendimce vereyim. Bakın bacılarım önce 4-5 adet patatesi haşlayın ve kocanızın kafasını ezer gibi ezin patatesleri daha sonra 1,5 su bardağı ince bulguru haşlayın, ve bir kuru soğanı incecik liğme liğmeee doğrayın , e biraz da varsa maydanoz kıyın, isterseniz varsa kavrulmuş kıyma da ekleyebilirsiniz. Kimyon, karabiber, tuz, nane, pul biber ,fesleyen de koysanız iyi olur ama komşumda bitmiş koyamamış. Artık diğerine fesleğen koy da onu da getir bi deneyeyim dedim.:))) neyse bu karışımları alın bir güzel yoğurun, malum adı üstünde tarhanalı patates ya, tarhana şekli verin ve kızgın yağda hafifcecik kızartın. Şöle haif yağlar var ya havada uçurtan ondan kullanın. aha bacılarım bu da resmi.. wallah çok güzel. Tavsiye ederim. İnanın ki tadı çok güzel…

İŞTE FARK...


Benim şu pasta yapma çalışmaların Denizli de de devam etti. Ama en azından bu sefer bi hazimete uğramadım ama bu seferde 4,4 lük bi pasta olmadı. Marifetlim bana oturmaya geldi sağolsun elinde de pastası ile gelmiş.bende kargalarla kalkıp marifetlim için çalışmaya başladım. Pastam 2,3 lük oldu bu sefer. Ama marifetli Gurum harika bir pasta yapmış.
Amonyaklı pastayının yapımını öğrenmek için dakika dakika çekilen resimlerle işte marifetli gurum

Bende mercimekli,pırasalı börek yaptım. marifetlimin oğlu 5 tane yedi.. siz düşünün ki o kadar lezzetliydi. demek ki burdan şu anlaşılıyor,pasta yapamayıp,börek yapabilme yetisine sahibim:=)))

O böreği resimlendiremedim. Ama burda bi gün yapıp sizlerle paylaşacağım...

İki evi birlikte idare ediyorum. ama blogcu da biraz daha sosyal olayları burda ise yapamadığım ve ortaya çıkardığım pastacıkların resimlerini paylaşacağım. mutlaka diğer evime de uğrayın. ihmal etmeyin...

6 Şubat 2008 Çarşamba

SİİRT kitap okuyoooo

Blogcu biraz canımı sıkmıştı. Bu yüzden mekan değişikliği yaptım ama yaramadı bana. Kürkçünün dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanı derler.. Yaa benim bi kürküm bile yok bu arada!!! Ne büyük bi eksiklik…


Umarım bundan sonra çok daha düzenli olarak blogumu güncelleyeceğim.


Blog sahibi olan çok kişi var. Bu kişiler bloglarında yayınlamak istedikleri yemeklerinden tutun da şiirlerine kadar istediklerini bizlerle paylaşıyorlar. Bende biraz daha sosyal olayları aktardım ya da aktarabildiğimi sizlerle paylaşıyorum. Siirt- Kurtalan da görev yapıyorum ve görev yaptığım okul o çevredeki bir çok okula nazaran daha temiz,düzenli. Bunda idarecilerin ve öğretmenlerin katkısı sonsuz. Çalışmayana ekmek verilmez denir. Bende kendi ekmeğimi kazanmaya , hak etmeye çalışıyorum. Bundan önce sizlerle okulumun, çocuklarımın resimlerini paylaştım. Hatta hafta sonları köydeki okuma yazma bilmeyen bayanlara kurs verdiğimi ve resimleri ile sizlere gösterdim. Buradaki kadınlar, çocuklar okumak istiyor. Ve içlerinde harika çocuklar var. Bende sizlerinde yardımı ile bi kampanya başlatmak istiyorum..


Huuuuuuu Siirt kitap okuyooooooooo!!!!!!!


Sizlerden ilköğretim seviyesinde 5 adet kitap göndermenizi isteyeceğim. Yani ilkokul 1 ile 8. sınıf arası… posta ile ya da kargo ile okul adresine göndermenizi isteyeceğim. Kitapların yeni olmasına gerek yok. Yıpranmamış kitapta olabilir. Bu olay tamamen bana ait. Okulum için, öğrencilerim için, geleceğimiz için….

Irk ayrımı yapmadan, yöresel olarak düşünmeden sadece okumak isteyen çocukları düşünerek bu olaya bi katkınız olursa çok sevinirim. Gönderirseniz mutlaka içine mail adresinizi ya da telefon numaranızı yazmanızı isteyeceğim.

Adres: Konakpınar 23 Nisan İlköğretim okulu
Kurtalan- Siirt


27 Ocak 2008 Pazar

Doğum günümmm

Günüz aydın ama gün benim olsa kızmazsınız bana dimi....Çünkü bugün benim doğum günüm..matrakiye nin değil benim doğum günüm.. bi yaş daha büyüdüm..Umarım diğer yaşımı kutladığımda daha farklı bi umutlarla girerim yaşıma.

Bir liste yapıyorum,doğum günümü bakalım kimler kutlayacak diye,umarım kabarık bir liste olur. tatil dönüşü bomba gibi geleceğim. Çünk zon günler biraz sıkıntılı geçti bir an önce tatil başlasın dedim.

Öpüyorummmmmmmmm...Sevgiyle kalın
...

22 Ocak 2008 Salı

Tuzlu kurabiye



Bu bloğa başladığım beri hep kedimce yazılarla sizlerleydim… Baktım benim pastacı börekçi sevgili dostlarımdan mı oldu bilmem imrendim ve kendime yaptığım pasta(cık) ve börek(cik) leri sizlere sundum. Becerebildiğim kadarı ile tabiî ki. İlk beceriksizliğimi de paylaştım unutmayın.. Her zaman mükemmel olmaz dimi insan. Hüsranla da karşılaşabilir. Bu tuzlu pastayı marifetli meleğim yapmış dur dedim bende yapayım. Ayy aman ayyy aman bi güzel oldu sormayın. Sadece tuzun ölçüsünü hafif kaçırmışım o kadar. Ama gerçekten çok güzel oldu. Masrafsızda ayrıca. Evde olan malzemelerle yaptım. Sizde yapın mutlaka… tarifi vermeyeyim,zahmet olacak ama marifetlimin adresine bakın

14 Ocak 2008 Pazartesi

MUTLULUK

Kardeşini seç diye başladım, neler oldu neler…. Kimler ne tatlı kardeşler seçti. Küçük kalplerde inanılmaz bi sevgi oluştu. O abla ve ağabeyler belki çocuklardaki heyecanı göremediler ama elimden geldiği kadarı ile onlara yansıtmaya çalıştım. Çocuklarımın sınıftaki davranışlarını bile değiştirdiler sağolsunlar. Derse olan ilgileri arttı, ağabeylerine ablalarına söz verdikleri için ders çalışmalarını arttırdılar.

Ayakkabısız, çorapsız, iç çamaşırsız öğrencim kalmadı. Sadece kendi öğrencim değil tabi, o kadar güzel şeyler gönderildi ki diğer sınıftaki öğrencilere de verdim. Bir kişi 200 ytl lik kırtasiye malzemesi , İstanbul ‘dan Melek Hanım 12 çift bot. Denizli’den bir kirtasiye sınıfıma kırtasiye malzemesi ve 25 öğrencimin abla ve ağabeyleride kardeşleri için hediyeler yolladı.Bu resimler sadece bir kaç tane .. hepsini koyamadım. İşte size benim yumurcaklarımın mutluluk yüzleri....

O yüzleri gülümseten, Yudum,Ezgi,Ayşe,Didem,Ülkü,Nurten,Serhan,ışıl, Bahar,Melek,Mezoğa, Nergiz,Eda,Ebru,Selen,İrem,Yasin, Şafak, Selen, Irmak,Züleyha,Figen, Doruk Deniz, Miray,Segah Beste,Can&Canan, Gözde,Nazlı ve Tuğba'ya çok teşekkür ederim.




12 Ocak 2008 Cumartesi

İYİ SEÇMEK GEREK ÇEVRENDEKİLERİ

DÜNYADA KİMSEYE GÜVENMEMEK GEREK.... DÜŞÜNSENİZE BEYAZ GÜLÜN BİLE GÖLGESİ SİYAHTIR...

9 Ocak 2008 Çarşamba

SOBEEE

Blogun hayatımdaki yeri...*

Blog yazmaya ilk defa ne zaman başladım?
Günlerden bir gün adigenise hilal ,marifetliye blog yapınca bende
,”bende isterim, bende isterim” diye tutturunca ağustosun 7 sinde başladım

*Blog yazılarımın konusunun belli bir çizgide olması için çaba gösteriyormuyum? yoksa içimden geldiği gibimi yazıyorum?

O çizgi benim. Belli bir tarzım yok. Ne istersen , sizlerle onu paylaşıyorum. Bazen inek resimleri, bazen pasta resimleri, bazen benim öğrenciler..Her zaman doğallıktan yanayım. Yaşadıklarımın yansımaları blogtakiler. Ve hep öyle olacak.. Ama her zaman komik ya da her zaman pasta tarifi değil, hepsinden biraz biraz…

Blog yazmak için, gün içinde bazı şeylerden feragat ediyormuyum?

Gün içinde çok yazı yazamam. Genelde geceleri bloga zaman ayırıyorum. Yazı yazmak zor değil , ama blog ziyaretlerime zaman ayırmam gerek.
Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladımı?
Eminim herkes, zorunluluk yarattığında bu blogu bırakırım dyordur. Bende öle mi desem??? Ama yaptım. Zorunluluktan yazdığım oldu. Çünkü tıkanmıştım. Canım istemiyordu. Hayatımda ki hareketliliği buraya yansıyor aslında.

Blog yazmaya daha ne kadar sürdüreceğim?

Büyük zevk sizlere yazı yazmak. Sizlere bir şeyler sunmak. Bu yüzden zaman belli değil.. Burada kazandığım dostları kaybetmek ve onları ihmal etmek istemiyorum.

6 Ocak 2008 Pazar

Kardeş aranıyor







Çalışan kişiler haftasonu gelse de dinlensem der.. Ben de ise durum farklı. Hafta sonu gelince daha bi yoruluyor ve hastalanıyorum. Sanki metabolizmam günleri biliyor ve ona göre kendini ayarlıyor. Hafta sonu gezmesin , otursun evde diyor. Bu hafta sonumda öyle geçti.Cumadan başlayan bir migren ağrısıyla çebelleştim. Yok mudur buna bi derman bilmiyorum ama beni mahvediyor..

Diğer evimde sizlerle paylaştığım “kardeşini seç” olayı harika bir şekilde devam ediyor. Tüm öğrencilerim abla ve ya abi buldu.. Ama bir öğrencimin ablası istifa etti.(kendine ait sebeplerden dolayı) bir kız öğrenciminde ablası onu seçtiği halde ekim ayından beri hiç aramadı, mektup yazmadı. Eğer böyle bir olaya adım atılıyorsa sahiplenmek gerek, arkasını getirmek gerek. Çünkü burada çocuklardan bahsediyoruz. Onlar bizlerden daha kırılgan. Kız öğrencimin adı Hacire, “öğretmenim neden ablam mektup yazmıyor?, Beni istemedi mi ?”dedi. Üzücü tabiî ki..
Diğer öğrencimin adı da Diyar. Ablası onu bıraktı. Gerçi hiç mektup olayı bile olmamıştı arada. Herkesin kendi düşüncesidir. Ama tek üzüldüğüm şey, o çocuklara ümit verilmesi. Bu kardeş olayından sonra, öğrencilerimdeki şevki ben görüyorum. Yasemin diye bi öğrencim var, ablasının resmiyle uyuyormuş. Bi öğrencim de (Haşim), üniversiteyi Kayseri de okuyacağım, çünkü ablam orada diyor..

Uzaklarda sizi düşünen ve size özenen birinin olması , sizin gibi olmak isteyen bi çocuğun olmasını hiç hayal ettiniz mi? Benim öğrencilerimin hayallerini ablaları ve ağabeyleri süslüyor…

Hacire ve Diyar’ a abi yada abla arıyorum. Eğer ilgilenirseniz sevinirim..

3 Ocak 2008 Perşembe

İlk tarifim...




Birkaç aydan beri blog sayfalarında yer alıyorum ve hiç pasta tarifi vermediğimin farkına vardım. Ay bi eksiklik var diyordum, şimdi o eksikliği tamamlayayım dedim. O kadar çok becerikli pasta, börek,kurabiye yapan komşularıma özendim ve bi tarif vermek istedim. Geçen patlamış bombamdan sonra daha dişe kavuğa dokunur bi resimle sizlere becerimi sergiliyorum.. Bu kurabiye harika oldu.. yapımı çok basitti…
Tarçınlı kurabiye…
2 yumurta, 1 yumuşak margarin, 1 su bardağı sıvı yağ, 1 su bardağı pudra şekeri,5 bardak un
Bunları hamur haline getirince, bir parçasını alıp yuvarlayıp baklava diliminde kesip , yağlı kağıtlı tepsiye dizin. Pişince üzerine 3 kaşık toz şeker ile 2 kaşık tarçını karıştırıp kurabiyeri harmanlayın.. Sonra bi çay demleyin ve her bir kurabiyeyi yerken Esra’cımmm harika bi tarifff deyiverin olur mu???

Birde ilk defa denediğim bi börek yaptım. İçinde, dana eti,haşlanmış patates, mantar ve baharat vardı. Tadı müthişti…Baharatın olduğu her yemek, börek ayrı bi leziz oluyor zaten…



1 Ocak 2008 Salı


Yeni yıl , yeni yıl dedik dedik, herkesin yeni yılını kutlayalım, iyi dileklerimizi birbirime söyleyelim dedik, yiyelim içelim dedik ve bunların yapabildiğimiz kadarı ile yaptık. Yeni yıl bitti… Herkes eski düzenine geri döndü…

Yılbaşı gecesini nerde kimlerle geçirdiniz kimbilir? Ben Kurtalan ‘ da Yasemin& Halit Petek çiftinin evinde misafir idim. Hani yapmaya çalıştığım ama hüsrana uğradığım o pasta yerine gidip pastaneden pasta alarak eli boş gitmedim. Ama mutlaka o pastayı yapıp bloga koyacağım. Yılmadım çalıştım ve bu pastayı yaptım diyeceğim sizlere. Az önce komşu bloglarıma gittim. Kimler neler yapmış.. hele Chaplin cafe (burcu) harika bi şey sergilemiş. Ben yapamam sanırım. Yaparsam da Banu nun yanımda olması gerek.

İşte bizim yılbaşı soframız. 4 kg hindi eti vardı:=) Harika bi tadı vardı etin. Tüm gece Yasemin Hanım bizlere hizmet etti, bizde homili gırtlak yedik. Gece 3 e kadar ağzımın bol kalmadı desem yalan olmaz.

Eminim sizlerinde yılbaşı gecesi bizimkine yakındır, en azından yeme bölümü aynıdır..:) yılbaşı demek yemek ve içmek demek zaten.. sonra da Leyla olmak heheh

Haa bide okey oynayıp Serkan Bey( diğer misafir) ‘den pizza kazandık.. yine kardayım…

Hepinize mutlu haftalar…